NTT DATA Business Solutions
Cansu Unalir | Ocak 22, 2018

SAP Cloud Platform ile Büyük Veri Yönetimi

SAP, kurulumdan 2011 yılına kadar ERP uygulamalarını RDMS olarak adlandırdığımız, verilerin tablolar halinde tutulduğu ve tabloların ilişkisel anlamda, çeşitli anahtarlar vasıtası ile birbirleri ile bağlantılı olduğu “İlişkisel Veri Tabanı Sistemi” üzerinde çalıştırmaktaydı. RDMS’in sınırlı depolama kapasitesi, OLTP (Online Transaction Processing) sayesinde mevcut veriler üzerinde işlem yapılmasına olanak sağlarken veri depolama ve depolanan veri üzerinde analitik uygulamaların çalıştırılması için OLAP (Online Analytical Processing) yapılacak bir veri ambarına ihtiyaç duyulmaktaydı.

Gelişen teknoloji ve sürekli olarak artan veri miktarları, büyük veriyi yüksek performans ile işleme ve anlama kabiliyetini işletmelerin öncelikli ihtiyacı haline getirdi. Günümüzde kullanılan verilerin %90’ının son iki yıl içerisinde üretildiğini de göz önünde bulundurursak, işletmeler gelecek dönemlerde oluşabilecek ihtiyaçlarını karşılamak için büyük veri yönetimi ile ilgili arayışa geçti.

 

 

RDMS veritabanı mimarisi üzerine kurulu SAP sistemleri, büyük veri  üzerinde çalışmaya olanak verecek şekilde optimize edilse de günümüzdeki performans gereksinimlerine mevcut altyapı ile cevap vermek mümkün değildi.  Bu doğrultuda SAP, OLTP ve OLAP işlemlerini bellek içi teknolojisini kullanarak gerçekleştirebildiğimiz, hem ilişkisel veri tabanı gereksinimlerini hem de analitik ihtiyaçlarını yüksek performans ile karşılayabilen SAP HANA adını verdiği veritabanını geliştirdi. Gerçek zamanlı veri akışı sağlayabilen HANA platformu, 2013 yılı itibariyle ERP sistemlerine destek vermeye başladı. 2015 yılında ise hepimizin bildiği, SAP HANA platformu üzerine kurulu ve yüksek kullanıcı performansı sağlayan S4/HANA duyuruldu.

 

 

ERP sistemlerinde büyük bir dönüşüm geçiren SAP, Digital Core olarak tanımladığı S4/HANA öncülüğünde, işletmelere dijital dönüşüm yolculuklarında ihtiyaç duyabilecekleri her noktada çözüm sunmayı hedefledi. Büyük veriyi tanımlayan çeşitlilik, hız ve hacim kavramlarına geliştirdiği yenilikler ile cevap veren SAP, bulut çözümlere yönelik yeni bir strateji izledi. SuccessFactors, Ariba, Concur, Fieldglass gibi bulutta çalışan çözümlerin yanı sıra şimdiye kadar on-premise çalışan ürünler için de farklı opsiyonlar sunmaya başladı.

Dijital dönüşüm yolculuğunda bulunan tüm işletmeler için günümüzde bulut hizmetlerini kullanmak kaçınılmaz bir durum haline geldi. Şimdiye kadar kullanılan, hem kurulum hem de geliştirme sürecinde büyük yatırımlar yapılmış şirket içi yerleşik sistemlerin bu dijital dönüşüm yolculuğu esnasında buluta aktarımı yapılırken platform tabanlı bulut servisleri (PaaS – Platform as a Service) kullanımı ön plana çıktı. Bu doğrultuda, SAP’nin bulut stratejisinde en kritik gördüğü ürün ise SAP Cloud Platform (SCP) oldu. SCP, HANA veritabanı üzerinde çalışan, uygulama geliştirme, barındırma ve yönetme yeteneklerine sahip, bulut tabanlı kurumsal bir platform olarak karşımıza çıktı. Temel amacı, bütünleşik ve optimize edilmiş altyapısı sayesinde, herhangi bir donanım maliyeti ya da altyapı gereksinimi olmadan işletmelere dijital dönüşüm yolculuklarında çeviklik kazandırmak oldu. SCP sayesinde işletmeler, varolan uygulamalarını geliştirebilecekleri gibi IoT ve büyük veri alanında geliştirilmiş hazır uygulamaları da kullanabilecekler.

SCP, SAP tarafından öngürülen, işletmelere çeviklik, optimizasyon ve inovasyon sağlayan üç temel senaryo sunmaktadır:

On-Demand Extensions: Mevcutta bulunan SAP harici şirketiçi yerleşik veya bulut sistemlere eklenti olarak uygulamalar geliştirilmesini ve kişiselleştirilmesini kapsar.

Hybrid Solutions: İşletmeler tarafından kullanılan SAP’nin SaaS (Software as a Service) ürünleri için uygulama geliştirilmesini kapsar. Geliştirilen uygulamalar mevcuttaki tüm SAP sistemleri ile entegre bir şekilde çalışır.

New Solutions: İşletmelerin dijital dönüşüm yolculuğunda ihtiyaç duyabileceği, büyük veriyi işlemek ve anlamlandırmak için kullanılabilecek, çeşitli IoT senaryolarını dahil edebileceğimiz inovatif yeni uygulamalar geliştirilmesini kapsar.

Yukarıda bahsedilen üç temel senaryo dahilinde, bir çok farklı altyapı ile entegre olabilecek uygulamalar geliştirilmesine olanak sağlayan SCP aynı zamanda entegrasyon sürecinde ortaya çıkabilecek tüm güvenlik ve bağlantı ihtiyaçlarını karşılarken uygulamalar geliştirildikten sonra ortaya çıkabilecek analitik ihtiyaçlarına da yanıt verebilecek kapasitededir. Özellikle SAP ve üçüncü parti yazılımlar ile entegre olabilmek için güvenli bağlantı kurulmasını sağlayan hazır teknolojiler SCP’nin bünyesinde bulunur: SAP Cloud Connector, SCP ve SAP sistemlerinde çalışan uygulamalar ve üçüncü parti yazılımlar arasındaki bağlantıyı sağlarken, SAP Cloud Integration, bulut uygulamalar, üçüncü parti uygulamalar ve şirket içi yerleşik çözümler arasındaki süreçleri ve verileri birbirine bağlayan açık, esnek ve isteğe bağlı olarak geliştirilebilen bir entegrasyon merkezi sunar. SAP API Management teknolojisi APIlar aracılığıyla gerekli noktalarda entegrasyon olanağı sunar.

Bulut teknolojilerine adaptasyonun giderek önem kazandığı dijital dönüşüm yolculuğunda SAP, bulut stratejisindeki en önemli ürünü SAP Cloud Platform üzerinde güncellemeler ve geliştirmeler yapmaya devam etmektedir.

Konu ile ilgili detaylı bilgi için bizimle [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.